2011’den bu yana bisikletli ulaşım konusunda çalışan WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler, ‘Haydi Türkiye Bisiklete!’ ile bir iletişim projesine imza atıyor. Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Sivil Toplum Destek Programı II çerçevesinde fon alan ve bisikleti ulaşım aracı haline getirmek isteyen belediyelerin farkındalık kampanyalarına destek olmayı hedefleyen projeye İzmir, Eskişehir ve Lüleburgaz katılıyor.
Kentlerde yaşayan milyonlarca insana daha iyi bir yaşam sunmayı amaçlayan sivil toplam kuruluşu WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler’in odaklandığı konulardan biri de kent içi bisikletli ulaşım. 2011’den bu yana, Antalya’dan Konya’ya, İzmir’den İstanbul’a Türkiye’nin 14 il ve ilçesinde bisikletli ulaşım konusunda çalışmalar yürüten, çalıştaylar ve atölyeler düzenleyen, bisiklet yollarının tasarımı ve güvenliğiyle ilgili pek çok belediyeye teknik danışmanlık ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na da destek veren WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler şimdi de ‘Haydi Türkiye Bisiklete!’ ile bir iletişim projesine imza atıyor.
‘Haydi Türkiye Bisiklete!’nin hedefi, bisikleti bir ulaşım aracı haline getirmek isteyen belediyelerin bu konuda iletişim kampanyaları düzenlemelerini teşvik etmek. Bu kapsamda İzmir Büyükşehir Belediyesi, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ve Lüleburgaz Belediyesi ile bisiklete dair çalışmalar yürüten yerel sivil toplum kuruluşların iş birliğiyle bisikletli ulaşım konusundaki farkındalığı artırmaya yönelik kampanyalar hayata geçirilecek. WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler’in öncülük ettiği programın koordinatörü ise WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Kentsel Gelişim ve Erişilebilirlik Yöneticisi Dr. Çiğdem Çörek Öztaş.
“ALTYAPI VE MEVZUATTAN SONRA SIRA FARKINDALIKTA”
“Proje 1 Nisan’da başladı. Belediyeleri belirlerken de kriterimiz, farklı ölçeklerde ve halihazırda bisikletli ulaşıma yatırım yapmış olmalarıydı” diyen WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Direktörü Dr. Güneş Cansız sözlerini şöyle sürdürüyor:
“WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler olarak çevre kirliliğinin, trafik sorunlarının üstesinden gelmek için bisikletin bir ulaşım alternatifi, kent yaşamının vazgeçilmez bir parçası olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. 10 yıl önce Türkiye’de bisiklet sadece karne hediyesi olarak algılanıyordu. Bu konuda çok mesafe kat edildi. 1 Haziran 2019'dan itibaren, imar uygulaması görmemiş alanlar için hazırlanacak yeni imar planlarında, bisiklet yolları ile bisiklet park istasyonları zorunlu hale geliyor. Pek çok belediyede gerekli altyapı da oluşturulmaya başlandı. Bu konuda eksik olan tarafsa toplumun farkındalığı. İnsanlar, bisikleti günlük hayatın bir parçası, otomobil, metro, otobüs gibi bir ulaşım aracı olarak görmeli. ‘Haydi Türkiye Bisiklete!’ kampanyası ile de bu farkındalığı yerleştirmeye çalışacağız.”
Proje birkaç ayaktan oluşuyor. Dutch Cycling Embassy ile Hollanda’da örnek çalışmaların incelendiği bir saha çalışması yapılacak. Bu çalışmaya, seçilen belediyeden ve o bölgedeki bisikletle ilgili çalışan STK’lardan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan, İlbank’tan ve Türkiye Belediyeler Birliği’nden temsilciler katılacak. Akabinde belediyelerde stratejik iletişim eğitimleri düzenlenecek. Eğitimin ardından ise iki aylık bir mentorlük süreci var. Bu sürecin sonunda, Mart ve Nisan 2020’de iletişim kampanyalarına başlanacak.
Projenin en önemli yönlerinden birinin belediye ve sivil toplum iş birliğinin desteklemesi olduğunu vurgulayan Cansız, bu nedenle hem yurtdışında yapılacak saha çalışmasında hem de belediyelerde düzenlenecek eğitimlerde sivil toplum temsilcilerinin de aktif katılımının beklendiğini söylüyor.
‘Haydi Türkiye Bisiklete!’ projesinin sonunda ise, bu sürede her bir belediyenin yaşadığı deneyimleri, iletişim kampanyalarını ve elde ettiği sonuçları içeren bir rapor yayınlanacak. WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Direktörü Dr. Güneş Cansız “Bu raporun, bisikletli ulaşıma yönelmek isteyen Türkiye’deki diğer belediyeler için de bir yol haritası olmasını umuyoruz” diyor.
FİNANSMAN AVRUPA BİRLİĞİ’NDEN
‘Haydi Türkiye Bisiklete!’ projesi, Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Sivil Toplum Destek Programı II çerçevesinde gerçekleştiriliyor. Program, Türkiye ve Avrupa Birliği üyesi ülkelerden sivil toplum kuruluşlarının, ortak bir konu etrafında bir araya gelerek, toplumların birbirini tanımaları, karşılıklı bilgi alışverişi ve kalıcı diyalog kurmalarını sağlayan bir platform olarak geliştirildi. Programın teknik uygulamasından Avrupa Birliği Başkanlığı sorumlu. Merkezi Finans ve İhale Birimi ise programın sözleşme makamı.