Ulaşım uzmanlarına göre Uber ve benzeri araç ve yolculuk paylaşımı hizmetlerinin ortaya çıkması ile birlikte kent içi hareketlilik ekosisteminde önemli değişiklikler olduğunu görülüyor. Bu değişikliklerinin en sonuncusu ise mikro hareketlilik kavramının ortaya çıkışı. Mikro hareketlilik; istasyonuz elektrikli scooter paylaşım sistemleri, istasyonuz bisiklet paylaşım sistemleri etrafında şekillenmekte olan yeni bir ulaşım türü olarak tanımlanıyor.
İstanbul gibi kalabalık şehirlerde istasyonuz ulaşım araçlarıyla çözüm arayışları başlamış durumda. Bu çözüm arayışlarından biri de elektrikli scooterlar. Alternatif ve eğlenceli gibi görünen bu uygulamanın adı da MARTI. Bu yeni ulaşım uygulaması şu anda aktif olarak Kadıköy’de, özellikle Bağdat Caddesi’nde, Minibüs Caddesi’nin bazı bölümlerinde ve sahilde kullanılabiliyor. İlerleyen dönemlerde ise Anadolu yakasına yayılması planlanıyor. Farklı bir konumdayken de uygulamaya girdiğinizde o bölgede daha çok MARTI görmek istediğinizi talep edebiliyorsunuz. Henüz emekleme aşamasında olan uygulama nasıl çalışıyor, hangi bölgelerde kullanılıyor ve ne kadar ücret karşılığında kullanılıyor?
UYGULAMAYI İNDİRMEK GEREKİYOR
Uygulamayı kullanabilmek için cep telefonunuzdan kayıt olup kredi kartı bilgilerinizi girmeniz gerekiyor. Ekranda harita üzerinde kendi konumunuzu, çevrenizde uygun olan MARTI’ları ve her scooter’ın ne kadar şarjı olduğunu görebiliyorsunuz. Aynı yerde birden fazla scooter gözüktüğünde, ekranda size yakın olanlardan birini seçip “zili çal” butonuna basarak sesini duyabiliyorsunuz ve hangisinin şifresini alacağınızı ayırt etmek kolaylaşıyor.
DAKİKASI 0,75 KURUŞ
Uygulamada ve scooterların üzerinde ücret tarifesi hakkında bilgi veriliyor. Başlatmak 3 TL, sonrasında dakika başına 0.75 TL. Bu durumda yaklaşık 11 dakika süren ve minimum duraksama ile yapılmış kısa bir sürüş yaklaşık 11 TL tutuyor. Acemilik zamanlarında kilidi açmak ve tekrar kilitlemek de zaman alabildiği için bunlar da sürüş süresine dahil oluyor ve ücret iyice artıyor.
Kilit sistemi ise şöyle: İstediğiniz scooterın yanına geldiğinizde uygulama içinde bulunan kamera ile scooterdaki QR kodunu okutuyor ya da ekrana, scooter üzerinde bulunan kodu yazıyorsunuz. Daha sonra ekrana 4 rakamdan oluşan kilit kodu geliyor ve sayıları çevirerek şifreyi giriyorsunuz. Sürüşü bitirmek için ise scooterı istediğiniz güvenli bir yere kilitleleyip bunu gösterecek şekilde fotoğrafını çekiyorsunuz. Bu şartları sağlamadan bıraktığınız takdirde 40 TL’lik bir ceza olduğu uyarısı ekranda belirtiliyor. Sağlam olduğundan emin olduğunuz herhangi bir yere bağlayabiliyor olmak veya gidilecek mesafe konusunda bir kısıtlama olmaması olumlu bir özellik. Sürüş sonunda harita üzerinde gittiğiniz yol, sürüş süresi ve tutar gibi detayları görebiliyorsunuz. Ödeme otomatik olarak kartınızdan çekiliyor. Eğer 10 TL’nin altında bir tutar gözüküyorsa sistem 10 TL’yi hesabınızdan çekip sonraki birkaç gün içinde aradaki farkı ücret iadesi olarak hesabınıza yatırıyor.
ÜCRETİ YÜKSEK BULUYORLAR
Amerika ve Avrupa’nın çeşitli yerlerinde elektronik scooter kiralama hizmeti veren Bird firmasının ücret tarifesine baktığımızda da MARTI ile benzer olduğunu görüyoruz. Ancak kullanıcıların büyük bir çoğunluğu ücret tarifesinin yüksek olduğu görüşünde. Yine kullanıcıların bir başka eleştirisi de çevreyi uyarmaya yarayacak zil veya korna gibi bir sistemin olmaması.
Zaman zaman scooter’larda ufak teknik arızalarla karşılaşabildiğini söyleyen bir kullanıcı “Örneğin gaz tuşu basılı kalıyor ve elinizle tekrar başlangıç pozisyonuna çekmeniz gerekiyor, frenler bazen fazla ani oluyor bu nedenle arka tekerin üzerindeki frene ayakla basmayı tercih etmek zorunda kalıyorsunuz, scooter’ın gidonunun vidaları gevşemiş oluyor ve tuhaf sesler gelebiliyor ya da dengenizi bozabiliyor.” diyor.
“HIZLI VE KONFORLU”
WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Ağı’ndan ulaşım ve yol güvenliği uzmanı Tolga İmamoğlu ile hem elektrikli scooter uygulamasını hem de dünyadaki ve Türkiye’deki mikro hareketlilik üzerine konuştuk.
Yeni ulaşım araçları yaratılmaya başlandı, bunun nedenleri nedir sizce?
Esasen sorun trafik değildir. Sorun, kent içi ulaşımdaki yetersiz erişilebilirliktir. Bir kişi ev-iş yolculuğu için evine en yakın ana toplu taşıma durağı ya da istasyonuna olan mesafeyi, uzunluğu ya da mevcut yaya altyapısının yetersizliği nedeniyle kat etmek istemiyor ise, bu yolculuğunu toplu taşıma yerine özel aracı ile yapma eğilimi gösteriyor. İşte tam da bu karar verme anında kent içi ulaştırmanın en yeni aktörü olan mikro hareketlilik devreye giriyor. Elektrikli bisiklet ve scooterlar, bu ilk ve son km bağlantısını, kullanıcıların en hızlı ve konfrolu bir şekilde kat etmesini sağlıyor.
E-Scooterların halk sağlığına katkısı var mı ?
ABD'de e-scooter paylaşımını ilk başlatan şirket olan Bird'ün ABD ve Avrupa kentlerinde 2 milyondan fazla kullanıcısı var. Bird, bugüne kadar 5 bin 500 tondan fazla karbon salımı engellediğini, bunun da yıl boyunca sürülen 1000 araca denk olduğunu belirtti. Bu istatistikler bize istasyonsuz elektrikli bisiklet paylaşım sistemleri gibi istasyonsuz elektrikli scooter paylaşım sistemlerinin de bütünleşik ve etkileşimli kent ulaşımına, hava kalitesi yönünden de katkı sağladığını ortaya koyuyor.
Peki bu araçlar güvenli mi?
Dünya’da her yıl yaklaşık 1.3 milyon kişi trafik çarpışmalarında hayatını kaybederken bu çarpışmaların yaklaşık yarısı kent içinde meydana geliyor. Bu istatistikler bize ister istemez bu yeni hareketlilik türünün kent içi yol güvenliğine etkisini sorgulatıyor. Mevcut sisteme olan talep artışı ile Kadıköy’deki bazı yetersiz yaya yürüme yollarında e-scooter kullanıcıları veya parklanmış e-scooterlar ile yayalar arasında çatışmalar meydana gelmeye başlamış.Elimizde yol güvenliğine dair de iyi bir değerlendirme yapacak herhangi bir çarpışma verisi bulunmuyor.
Bu röportaj, 24 Temmuz 2019'da Gazete Kadıköy'de yayınlanmıştır. Haberin orijinal kaynağına buradan ulaşabilirsiniz.