Kentler, fiziksel altyapılar, ekosistemler ve bireyler arasında neredeyse sonsuz ilişkilerden oluşan karmaşık sistemlerdir.Değişen teknolojiler, normlar, güvenlik tehditleri, iklimsel faktörler ve siyasi bağlamlar bu sistemi zorlar. İklim değişikliği ve hızlı kentleşme, bu zorlukları günümüzde her zamankinden daha karmaşık ve öngörülemez hale getirmiştir. Çevresel ve insani etkilerin yanında nüfus, ekonomik faaliyetler, sosyal ve kültürel etkileşimler giderek kentlerde yoğunlaşmakta ve bu durum diğerlerinin yanı sıra konut, altyapı, temel hizmetler, gıda güvenliği, sağlık, eğitim, istihdam, güvenlik ve doğal kaynaklar bakımından büyük sürdürülebilirlik sorunlarına neden olmaktadır (Birleşmiş Milletler, 2017). Yoksulluğun çeşitli biçimlerde devam ediyor olması, eşitsizliklerin artması, çevresel bozulma ile birlikte sosyal ve ekonomik dışlanma ve çoğu kez kentlerin ve insan yerleşimlerinin inkâr edilemez bir gerçekliği olarak mekânsal ayrışma, dünya genelinde sürdürülebilir kalkınmanın önündeki en ciddi engeller arasında bulunmaktadır. 

Bu koşullar altında adil şehirler oluşturma fikri giderek daha fazla ön plana çıkmıştır. Adil bir şehir, kentsel alanda eşitlik ve adaleti vurgulayan bir kavramdır. Bu anlamıyla şehrin, sakinlerinin çeşitlenen özellikleri (yaşı, cinsiyeti, ırkı, sosyo-ekonomik durumu vb.) ne olursa olsun herkese kamusal ve yeşil alanlara, eğitim ve sağlık hizmetlerine, toplu taşıma gibi kentsel olanaklara, fırsat ve kaynaklara eşit erişim sağlamayı amaçlayacak şekilde tasarlanması ve yönetilmesi anlamına gelir. Planlama süreçlerine halkın katılımının sağlanması, adil şehirlerin kurulmasında bir başka önemli bileşendir. Katılım odaklı bir yaklaşım, kentsel planlamayı demokratikleştirir ve en marjinalleştirilmiş kişilerin seslerinin duyulmasını ve karar alma sürecinde dikkate alınmasını sağlar. Kavram üzerine çalışmalar özellikle son yıllarda yoğunlaşsa da kavramın ortaya çıkmasını sağlayan süreç çok daha eskiye dayanmaktadır. Bu konuda hem Avrupa Birliği hem de Birleşmiş Milletler, eş zamanlı ve birbirini tamamlayıcı nitelikte pek çok çalışma ve anlaşmaya imza atmıştır.