"Gelişmiş ülkelerde zenginler, gelişmekte olan ülkelerde ise fakirler toplu taşıma sistemini kullanıyor." Ulaşım konferansında birçok konuşmacı ana fikirden yola çıkarak, şehiriçi ulaşımda toplu taşımanın önemine ve gelişmişlik ölçütlüğüne işaret etti.
Washington'da Dünya Bankası çatısı altındaki sivil toplum kuruluşu Embarq tarafından düzenlenen '11. Ulaşımı Dönüştürmek Konferansı' izlenimlerine devam edelim. Embarq Direktörü Holger Dalkmann, konferansın açılışında kentleşmenin, 21. yüzyılın meydan okuması olduğuna dikkat çekerek günümüzde 3.5 milyar insanın şehirlerde yaşadığını ve yüzyılın sonunda bu oranın dünya nüfusunun %90'ına kadar çıkacağının altını çizdi. 21 .yüzyıl için çözümler üretmemiz gerektiğini ifade eden Dalkmann, uluslararası dengeler açısından heyecan verici bir dönemden geçtiğimizi, sürdürülebilir şehirler ve sürdürülebilir ulaşımın, küresel eylem çerçevesinde yer aldığını ifade ederek
bunu doğru yapmak zorunda olduğumuza vurgu yaptı.
Gelecekte şehirlerde ulaşım sıkıntısının olmaması ya da sağlıklı bir şekilde çözülebilmesi için '21. Yüzyıl Ulaşımının Beş Fırsatı' başlığı altında yapılan değerlendirmede, yol güvenliği, orta ölçekli şehirler, bölgesel / yerel yönetimler, finans, veri ve teknoloji konularının öne çıktığı belirtildi.
Türkiye üzerinden bu yaklaşımları okumaya çalışırsak, bugün İstanbul'da yaşanan kenti yoğunlaştırma faaliyetleri yerine seyreltmenin, nüfusu azaltmanın yollarını aramamız gerekiyor. Belki de birkaç yıl sonra İstanbul'da hangi semtlerin, bölgelerin ne tür binalardan arındırılıp yerine yeşil alanlar, ulaşım sistemlerinin verimli kullanımı /entegrasyonu, bisiklet kullanımı, yayalaştırma ve yürüme yolları olabileceğini tartışacağız. Hatta şu seçim atmosferinde bu konular tartışılırsa belki geleceğimizi şimdiden iyi inşa etmenin yollarını arayabiliriz.
Konferansta not aldığım 2 örneği paylaşmak istiyorum. Güney Kore'nin başkenti Seul'da şehiriçinden geçen bir otoyol kaldırılmak istendiğinde halk önce tepki göstermiş. Ancak şehiriçindeki yolun yayalaştırılıp, havuzlarla, yeşil alanlarla yaşam alanına dönüştürülmesi sonrasında Seul'da ulaşım modlarının entegrasyonu, erişimin kolaylaştırılması, yayalaştırma gibi iyileştirmelere halkın desteği ciddi oranda artmış. Ayrıca Seul'de ulaşımın % 65'inin toplu taşıma araçlarıyla gerçekleşmesinde, entegrasyon, erişim kolaylığı ve akıllı ödeme sistemlerinin büyük etkisi olmuş. Günümüzde Kopenhag'da ise seyahatlerin % 36'sı bisiklet ile yapılıyormuş. Acaba İstanbul'da bu oran nedir?
Embarq Türkiye, ülkemizde Sürdürülebilir Ulaşım Derneği ismiyle faaliyet gösteriyor. Embarq Türkiye Direktörü Arzu Tekir ve derneğin ikinci başkanı Ali Danış ile birlikte Washington'da katıldığımız konferansın bir oturumunun moderatörlüğünü Danış yaparken, Tekir de Türkiye'de kaydettikleri gelişmeleri dünyanın çeşitli ülkelerinde katılan diğer Embarq yetkilileriyle paylaşıp, fikir alışverişinde
bulundu.
Arzu Tekir, Embarq Türkiye olarak, çevreyi ve insan sağlığını her geçen gün daha fazla tehdit eden kent içi ulaşım sorunlarına sürdürülebilir çözümler üreterek, daha yaşanabilir kentler oluşturmayı hedeflediklerini, kâr amacı gütmeden araştırma ve uygulama konularına odaklanarak, yerel idarelerle birlikte çalışıp, ulaşım sorunlarına çözümler üretmeye gayret gösterdiklerini belirtti. Önerdikleri çözümlerin uygulanma sürecinde gerekli olan yurtiçi ve yurtdışı uzman desteğini de sağladıklarını ifade eden Tekir, çalışmalarını hayata geçirmek için ihtiyaç duyulan finansal kaynakları, çeşitli fonlar ve özel şirketlerin sponsorluğu ile temin etme yoluna gittiklerini kaydetti.
Embarq, İstanbul'da bisiklet yolları, yayalaştırma ve metrobüse erişim gibi birçok araştırmayı raporlaştırmış, Eskişehir, Sakarya ve Antalya'da da benzer çalışmalar yapmışlar, yenilerine de devam ediyorlar.