Projenin Geçmişi
2009 yılında EMBARQ ve NASA, kentsel büyüme senaryolarının arazi kaynakları, kent iklimi, hava kalitesi, su kaynakları, tarımsal verimlilik ve değişen küresel iklim kapsamında diğer ekosistem hizmetleri üzerindeki etkisini değerlendirmek üzere oluşturulan, kent karar mekanizmalarına yönelik karar verme araçlarının geliştirmesi ile ilgili işbirliği yapmaya başladılar. Araç, bilgisayarlı bir karar destek sistemi (CDSS) kullanan entegre bir değerlendirme çerçevesiydi.
Projenin çıkış nedeni veri eksikliği nedeniyle gelişmekte olan ülkelerde kentsel planlamanın güçlükle gerçekleştirilmesiydi. İTÜ’den Dr. Alper Ünal ve NASA’dan birlikte çalıştığı meslektaşı Belediyenin, İstanbul Boğazında 3. köprü inşası için yaptığı bir öneriye cevap olarak bu proje fikrini geliştirdi. Bu öneri ile bağlantılı riskleri değerlendirmek üzere pilot proje 2008 yılında geliştirildi ve tamamlandı.
İstanbul’da gerçekleştirilen ilk pilot çalışma, 20 yıl önce 2. Boğaz köprüsünün yapımının ardından arazi kullanımındaki değişiklikleri vurgulamıştı. Pilot çalışma, İstanbul’da kentleşmenin etkileri nedeniyle oluşan sıcaklık değişiklikleriyle ilgili bilgiler de sunuyordu. Pilot çalışmanın başarıya ulaşması ekibin kapsamlı projeyle devam etmesine neden oldu.
İlk adım olarak, 2008 yılının Aralık ayında, Washington’da projenin kapsamını geliştirmek üzere bir atölye çalışması düzenlendi. Öneri hazırlık aşamasının bir parçası olarak EMBARQ ve NASA, CDSS’nin teknik, mali ve operasyonel fizibiletisini; ve sahaya değişim getirme konusundaki etkinliğini saptadı.
Öneri bu projenin İstanbul’da uygulanmasını kapsıyordu. CDSS Uygulama Önerisi bileşen modellerin ayrıntılı bir tanımını ve bunlardaki gelişmeleri; uydu veri ürünlerinin eklenmesi; paydaş katılım stratejisi; ve daha geniş bir araştırma ve eğitim hedeflerini kapsıyordu.
CDSS aracını geliştirmek üzere bir “Mutabakat Anlaşması” nihayet SUM-Türkiye, NASA ve İstanbul Teknik Üniversitesi arasında 7 Nisan tarihinde imzalandı.
Gelecekteki Adımlar
Bu projenin odak noktasının İstanbul’un Tarihi Yarımadası olması planlanmaktadır. UNESCO, Tarihi Yarımada üzerindeki ulaşım alt yapısının sorunlu gelişimini İstanbul’un Dünya Mirası alanı olmasına yönelik bir tehdit olarak tanımlamış ve bunu değerlendirme ölçütlerine eklemişti. Tarihi Yarımadanın dokusu, yetersiz ulaşım altyapısı ve ulaşımdaki yüksek düzeyde emisyonlar nedeniyle ciddi bir tehdit altında bulunmaktadır. SUM-Türkiye bir süredir Yarımada üzerindeki hareket eğilimlerini izlemekte ve düşük emisyonlu bir bölge oluşturmaya odaklanarak ulaşım altyapısı için yeni bir vizyon geliştirmektedir.
SUM-Türkiye Direktörü Sibel Bulay yaptığı açıklamada “CDSS projesinin, uluslar arası işbirliğinin iyi bir örneği olduğunu ve emisyonları azaltmak için veriye dayalı karar alma gelişimine büyük bir değer katmayı amaçladığını” belirtti.